Kategoriler
Genel

Akreditif Nedir?

Dış ticarette ödeme yöntemlerinden biri olan akreditif; ithalatçının bankasına verdiği bir talimata dayanarak o bankanın yabancı ülkedeki muhabiri ile ihracatçıya, belirlenen evrakların belirlenen süre içerisinde ibrazı karşılığında tarif edilen şekilde ödeme yapılacağına dair verdiği yazılı bir taahhüttür. Akreditifin oluşturulabilmesi için dört taraf gereklidir; ithalatçı (amir), ithalatçı bankası (amir banka), ihracatçı (lehtar) ve taraflar arası bağlantıyı sağlayacak olan ihbar bankası (lehtar banka). Taraflardan herhangi birinin eksik olması halinde akreditif oluşturulamaz.


Akreditif Nasıl Gerçekleştirilir ?

  İthalatçı ile ihracatçının söz konusu ürün ve ödeme yönteminde anlaşması üzerine bir satış sözleşmesi gerçekleştirilir. Bunun üzerine ithalatçı satış sözleşmesi ile beraber akreditifi açtıracağı bankaya gider. İthalatçı bankası bu noktada ithalatçının akreditif tutarını ödeyebilecek güce sahip olduğundan emin olmak isteyecektir. Bunun sebebi şartların yerine getirilmesi koşulunda ihracatçıya karşı dönülemez bir ödeme sorumluluğu taşıyacak olmasıdır. İthalatçı bankası akreditif açılabileceği sonucuna vardıktan sonra ithalatçı, satış sözleşmesine uygun bir akreditif açar ve akreditif mektubu oluşturulur. Çoğu zaman ithalatçı banka akreditifin ihracatçıya ulaştırılması için ihracatçının ülkesinden bir banka ile iletişime geçer. Aradaki bu bankanın görevi akreditif mektubunu en kısa sürede ihracatçıya bildirmektir. Akreditif ihracatçıya bildirildikten sonra ihracatçı akreditif şartlarını değerlendirir. Bu değerlendirmenin üç sonucu olabilir. Bunlardan birincisi ihracatçının akreditifi kabul edip uygulamaya geçmesi, ikincisi akreditif şartlarında revizyon istemesi, üçüncüsü ise şartların kendisine uygun olmadığını belirtip işlemden vazgeçmesidir. Şartların kabul edildiği senaryoda ihracatçı ürünleri belirlenen sürede yüklemeli ve gerekli belgeleri toplayıp ihbar bankasına sunmalıdır. İhbar bankasına sunulan evraklar ithalatçı bankasına gönderilir. İthalatçı banka evrakların akreditif şartlarına uygunluğunu inceler ve uygun bulunması halinde ödeme sorumluluğunu yerine getirip evrakları malları çekmek üzere ithalatçıya ulaştırır. Böylelikle akreditif süreci tamamlanmış olur. Bundan sonraki süreçte ithalatçı ile ithalatçı bankası arasındaki ödeme işlemleri gerçekleştirilir.

Akreditif Açma Şekilleri Nelerdir ?

Kabili Rücu Akreditif: Dönülebilir akreditif de denmektedir. İthalatçı bankanın ihracatçıya haber vermeden akreditif üzerinde değişiklik yapabilme yetkisinin olduğu akreditif çeşididir. İhracatçının akreditif ödeme yöntemine olan güvenini yok ettiği için akreditifin uygulanmasını belirleyen kuralların son versiyonu olan UCP 600’de kapsam dışı bırakılmıştır.

Gayrı Kabili Rücu Akreditif: Dönülemez akreditif de denmektedir. İhracatçının haberi olmadan ithalatçı banka tarafından akreditif şartlarında değişiklik yapılamayan akreditif türüdür.

Teyitli Akreditif: İhbar bankasının akreditife, ithalatçı bankanın talebi üzerine onun ödeme taahhüdüne ilaveten kendi taahhüdünü eklediği akreditif şeklidir. Böylece ihbar bankası, ithalatçı bankanın sorumluluğunu yerine getirmediği durumda teyit bankası olarak ihracatçıya ödeme yapacağına dair kendisi de sorumluluk üstlenir. İhracatçı bu durumda kesin güvence içindedir.

Teyitsiz Akreditif: İhbar bankasının ödeme konusunda herhangi bir sorumluluğunun olmadığı akreditif türüdür.

Akreditifin İhracatçı ve İthalatçı Firmaya Avantajları Nelerdir ?

  Akreditif, hem ithalatçı hem de ihracatçı açısından bazı risklerin sınırlandırıldığı bir ödeme yöntemidir. Bunun sebebi ödeme işlemine aracılık yapan bankaya verilen sorumluluklardır. Diğer ödeme yöntemlerinde bankaların ödeme ile ilgili herhangi bir sorumlulukları bulunmazken akreditifte akreditifi açan bankanın şartların yerine getirilmesi halinde açılan akreditif bedelini ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sayede akreditif ihracatçılar açısından hem ödeme güvencesi hem de pazarlama avantajı sağlar ve ilk defa çalışılan müşteriler ile dahi güvenle kullanılabilir. Bazı ülkelerde (Bangladeş, Cezayir vs.) ithalat yapmak için akreditif kullanımı yasal olarak zorunludur ve akreditif kullanan ihracatçı firmalar bu pazarlarda kendilerine daha kolay yer edinebilirler. Akreditif ile yapılan ihracatlarda ithalatçının iflas etme riski oldukça azdır çünkü ithalatçının, amir banka tarafından akreditif açılmadan önce ödemeyi gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceği araştırılır. İhracatçının akreditife teyit eklettirerek iki ülke arasında yaşanacak olası anlaşmazlıklardan yani ithalatçının ülke riskinden kendini sakınması da mümkündür. Akreditifli ödeme ile ithalatçının haksız yere malı kabul etmemesi gibi davranışlarının da önüne geçilmektedir. İhracatçı uygun evrak ibrazını gerçekleştirdiği durumda bu gibi sorunlarla karşılaşmamaktadır. Akreditif şartları kesindir ve akreditif açıldıktan sonra değiştirilemez.

  İthalatçı firmalar açısından akreditifin en önemli avantajı genellikle peşin ödeme talep edilen pazarlardan akreditif ile peşin ödeme yapmaksızın ürün ithal edebilmektir. Böylece ithalatçı firmalar ödeme yapmak için zaman kazanmaktadırlar.

Akreditifin İhracatçı ve İthalatçı Firmaya Dezavantajları Nelerdir ?

  Akreditifin en önemli dezavantajı pahalı olmasıdır. İthalatçının ödemiş olduğu akreditif açılış masrafları, ihracatçı firma tarafından ödenen teyit, rezerv, ihbar, rambursman gibi komisyonlar akreditifin en önemli dezavantajlarıdır. Akreditif özellikle ihracatçılar açısından operasyonel olarak zor ve uzmanlık isteyen bir ödeme bir yöntemidir.

  Akreditif ödeme yöntemi bazı riskleri ortadan kaldırmasının yanı sıra bazı riskleri de taşımaktadır. Genel riskler; ülke riski, hukuki risk, sahtekarlık riski ve mücbir sebeplere ilişkin riskler olarak dörde ayrılır. Ülke riskine akreditif açıldıktan sonra her iki ülke arasındaki ticari ilişkinin kesilmesi veya söz konusu ülkelerde yasal mevzuatta yapılacak olan değişiklikler örnek gösterilebilir. Sahtekarlık riskine ihracatçının sahte evrak düzenleyerek malları yüklemiş gibi gösterip akreditif bedelini tahsil etmesi veya ithalatçının aslında var olmayan bir amir banka üzerinden akreditif açarak ihracatçıdan ürünleri teslim alması örnek gösterilebilir. Hukuki riskler, taraflardan birinin art niyetli bir şekilde hukuki bir süreç başlatması ile akreditifin işlevinin tamamen veya geçici bir süre devre dışı bırakılmasını kapsar. Mücbir sebeplerden doğan riskler ise sorumluluğun yerine getirilmesini kısmen veya tamamen, geçici veya daimi olarak engelleyen durumları kapsamaktadır. Aynı zamanda akreditif uygulamalarında ithalatçı ve ihracatçı firmalar için ayrı risk faktörleri de vardır. İthalatçı firma için bu riskler; malların teslim edilmemesi, düşük kalite ve değerde teslim edilmesi, eksik teslim edilmesi, nakliye sırasında hasar görmesi, kurlardaki olası aşırı dalgalanma olarak sıralanabilir. İhracatçı firma için ise bu riskler akreditif şartlarına uyamamak, amir bankadan geç ödeme almak veya hiç ödeme alamamak, akreditifin banka harici bir kurum tarafından açılmış olmasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir